Mani Dini

Göktuğ Halis


Mani Dini, ölü bir dindir. En son inananlar 16. yy da Çin'de görülmüştür. M. S. 3. yy da, İranlı bir anababanın, Babil'de doğmuş çocuğunun ismi Mani'dir.

Bu dönemde Mezopotamya

Mani dininin ortaya çıktığı bu koşullarda Mezopotamya'da dini açıdan ciddi bir çeşitlilik bulunmaktaydı. Öncelikle kadim Mezopotamya dinleri, Marduk, İştar; İran dini Mithra tapımları vardı... Ayrıca Yahudilik ve Zerdüşt dini de ciddi olarak tapınılan dinler arasında yer almaktaydı.

Mani öncelikle, peygamber olarak Vaftizci Yahya'nın kabul edildiği bir dine girdi. Bu din Sabiilikle ilişkilendiriliyordu. Mandayya idi ismi. Bu inanışa göre başlangıçta, bir ışık bir de karanlık dünya vardı. Işık Dünyası'nın başındaki ruh'a "Yaşam", Büyük Yaşam, Ruh, Işık Hükümdarı gibi isimleri olan bir varlık vardı. Bu ulu varlığın sarayında da sayısız melek bulunmaktaydı. Işık dünyası yalnızca ruh aleminin değil, tüm yaşamın kaynağıydı.

Karanlık dünyanın başındaki kişinin ise ismi, dev, ejderha, karanlık hükümdar, ya da dünyanın efendisi gibi şeyler olan bir varlıktı. Bu iki dünyanın etkileşimiyle, iyi ve kötünün karıştığı bir dünya meydana gelmişti.

Mani daha sonra, bu dinden çıktı. Hristiyanlığı, Zerdüştçülüğü ve Buddha'yı inceleyen düşünür, kendisini onlara benzetti. Suriyeli gnostiklerle ilişkiye girdi ve diğerleri gibi peygamber olduğunu iddia etti.

TEMEL ÖĞRETİ

Mani dinini eski İran dinleri ve Babil dinlerinin bir karışımı olarak tanımlamak mümkündür. Temel öğretisi,


İyilik/ışık/ruh - kötülük/karanlık/beden

karşıtlığıdır. İçinde yaşadığımız evren iyilik ve kötülüğün karışımıdır. Bedenli ve ruhlu bir varlık olarak, insan da iyi ve kötüyü içinde barındırır. Yapılması gereken, bedenle birlikte olan ruhun acı çekmesini engellemektir. Onu kurtarmaktır temel amaç. İnsanın ödevi Karanlığın Güçlerine karşı savaşmaktır. Işığa yardım etmektir

(Zerdüşt etkisi)

Zerdüşt'ün aksine Mani Bedeni aşağıladı. Bedeni ezmeyi öğretti müritlerini... Bir tür çilecilik. Oysa Zerdüşt'te bedene iyi bakılmalıydı... Dünya güzelleştirilmeli ve savaş bu alanda da sürdürülmeliydi. Manide ise, bedenin ezilmesi bir erdemdi. Tüm bedensel istekler kötü sembolüydü, onlardan kurtulması gerekmektedir. Kadir Albayrak 'a göre, Mani, Zerdüşt ün öğretisinde olduğu gibi dünyanın aydınlık ve karanlık arasında eski bölümlenmesini yeni bir biçim altında sunmaktan başka bir şey yapmamaktadır.

"Ne varki Mani, burada büyüsel ve şiirsel bir destan eklemiştir... Bu da aydınlığın karanlık güçlere karşı isyanıdır."

Sf 113'te belirttiğine göre yazarın, İsa'nın çarmıhta utanç verici şekilde can verdiğini kabul etmek istemeyen herkes Manici olmuştur.

Bazı tarihçiler, Manheist düalizmin kökenini İran'daki Zerdüştlük ta arar. "Kendisi de İran da doğmuş olan Maniheizmin kurucusu olan Mani ile Serdüştlük arasında yakın ilişkinin olduğu inkar edilemez... " Turfan bölgesinden iki doktrinin benzerliklerini ortaya koyan çok sayıda döküman bulunmuştur. Yine de ikisi arasındaki temel fark:

" Zerdüşçülükte ruhban veya züht" hayatı iyi görülmez, oruç tutmak günahtır. Zerdüşçüler Manicileri maddi zenginliği hor görmeleri toprakla uğraşmayı reddetmeleri nedeniyle eleştirir. Bu nedenle OBOLENSKY bu kökene dair saptamaların yanlış olduğunu söyler.

Mani dinine göre, küfür sayılan bütün konuşmalardan, düşüncelerden uzak kalmak önemliydi. Mani'nin yasakladığı şeyler ağızla alınan zevkleri de kapsamaktaydı. Et yememek, su içmemek, bitkisel yiyecekleri tercih etmek gerekiyordu. Hayvanlar ile bitkilere zarar verilmemeliydi. Bunlar yok edilmemeliydi... Çünkü bunlar ışık dünyasının parcası olan ruh taşıyorlardı.
Bu dinde evlenmek, cinsel ilişki yasaktı. Bu yasaklar seçkinler içindi. Diğer müritler bu yasaklara uymayabilirlerdi.

AUGUSTİNİUS

Aziz olan bu kişi, Tapınakçılara özellikle haklı savaş kuramıyla etki eder. Batılı tarihçiler ve kilise sınıfı yüzyıllarca Maniciliğe bu kişinin verdiği bilgiler ışığında bakmaktadır.Bu kişi 19 undan 28 yaşına kadar bu grup arasında kalmıştır.
Ama Hıristiyan olduktan sonra bu eski dindaşları hakkında oldukça kötü şeyler söylemeye başlar:

"Böylece aşırı derecede kendini beğenmiş, geveze, şehvetli insanların arasına düştüm. Bu adamlar dilleriyle tesellicimiz Paraklet ollan Kutsal Ruh un Mesih İsa nın adlarının ve senin adının hecelerinden oluşmuş ökse gibi bir arışımla şeytanı tuzaklar kuruyorlardı.. ."

Augustinius onları suçluyordu. Dindarlık taslıyorlardı ve kendisi de onların yanında tutkularının kölesi olmuştu:

" Baştan çıkardım, baştan çıkarıldım. Kandırdım, kandırıldım. Toluluk önünde liberal denilen öğretili öğretiyor, gizli olarak sahte bir dinin yalanlarıyla halkı kandırıyordum ..."

Yazara göre bu bildiri din içindeki Seçkinler ve Dinleyiciler kategorilerini açığa çıkarır.

Ona göre, Maniciler güzel konuşan, şeytan gibi kurnaz, kuru bilgiye önem veren dindarlığı umursamayan, bildiklerini cesaretle savunan, kibirli ve grurlu kişilerdir. Kendisi ise, aralarındaki en ünlü kişinin dahi yetersizliğini gördüğünde ayrılmıştır.

Ona göre, Manicilerin çıkarımları, insanı gözlemleyerek ulaşılabilecek noktalardır. Ortaya çıkan, gözlem sonucunda herkesin anlayabileceği iki iradeden hareketle insandan biri iyi, öteki kötü iki ruh olduğu sonucunu çıkaranların, boş konuşmalarıyla insanların akıllarını çeldiklerin söyler.

MANİ’NİN HIRİSTİYANLIKLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

Mani ye göre İsa gerçeği söylemektedir. Ama yazıya almadığı için onlar daha sonra kaybolmuştur. Resmi Hristiyan kilisesi ona göre dejenere olmuştur. Statiktir ve gerçeği koruyamamaktadır. Ama Mani, kendi din sistemini, Hristiyanlıktan hareketle inşa etmemiştir. İsa ya ışık aleminden gelen bir peygamber olarak saygı duymuştur. Onu işkence çekmemiş ölmemiş bir kişilik olarak kabul etmiştir.

Maniciliğin doğduğu yüzyıllar, Roma da Gnostik cereyanların kaybolmaya yüz tuttuğu dönemde gerçekleşmiştir. Buna karşın Manicilik büyük popülarite kazanmaya başlar.

MANİ 'NİN HAYATI

216 da İranlı bir aristokratin oğlu olarak dünyaya gelir. 276 da hapishane de ölmüştür...Merkezi İran dır ve sonradan Türkistan a ulaşır.(yayılır) Özellikle Mitraizmden etkilendiği düşünülür. Babası tarafından, Güney Babildeki , Mu'tasıla ya da Vaftizciler adlı topluluklarla tanıştırıldığı , Nesturi Hristiyanlarla da bir araya geldikleri savunulur.

İbn Nedim, Fihrist'inde Mu tasila grubunun Sabiiler den bir topluluk olduğunu ve bunların yiyecekleri her şeyi yıkadıklarını yazmaktadır. İki prensibe inanma konusunda da Manicilerle benzeştiklerini söyler.

Çoğu araştırmacı, Mani yi sapkın hristiyan bir akım olarak mı yoksa, ayrı bir din olarak mı görmek konusunda anlaşamazlar. Yine de birçok insan bu akımı hristiyan sapkınlarının kaynağı olarak nitelemektedir. Hatta ortodoks düşünceyi bile etkiler. Manicilikte en büyük etki yine de GNOSTİSİZM'dir...

H. Güngör, " Manicilik'i "düalist doktrinlerin bütün özelliklerini ihtiva eder" olarak tanımlar. "Bu dualizm, anti kozmiktir ve İrani olmaktan ziyade Budist ve Hristiyani etkinliktedir. Semitik bir dualizmdir. " görüşünü Julien Ries den alıntılar. ve ekler: " Senkterik bir karakter arz eden Manicilik i Hristiyanlığın Mezhebi olarak kabul etmek pek mümkün değildir..."

GENÇLİĞİ
1970 yılında bir Yunanca parşömen bulunur. İsmi COLOGNE CODEX tir. Bu parşömende Mani nin Yahudi Hristiyan Vaftizci bir topluluk olan ELKESAİTE ler arasında büyüdüğünü gösterir. 24 yaşına kadar onların arasında kalmıştır.Ama bu süre sonunda su ile VAFTİZ'e karşı çıkar. GNOSİS'i, gizemli bilgi ile kurtuluşu vaaz etmeye başlar.

İran Hükümdarı Şapur 1 den himaye görür. Ama oğlu Behram 1 ona zulüm eder. Zincire vurdurur ve Mani sekiz gün zincirden sonra ölür.

7 adet kitap yazar. Bir tanesi Kral taktim ettiği ŞAPURGAN, dır. Diğeri ise, İsa nın müjdelediği Paratlik olduğunu ileri sürdüğü, The Living Gospel... (Bunladtan,Mısır da bulunan Kıptice Maniheist ve Süryanice az sayıda mevcuttur)

KURAMI

Başlangıçta hiçbir şey yokken, iyi ve kötü iki presip vardı. İy prensip aydınlıklar ülesinde oturuyor ve Işık Cennetinin İlahı Azrua olarak tanımlanıyordu. Onun 5 adet, vasfı vardı

1- Akıl
2- İlim
3- Gayb
4- HİLM
5- Düşünce

Karanlıklar prensi HYLE vardı onun karşısında. Onun beş niteliği:

1- Duman
2- Ateş
3- Manahyım
4- Samyeli
5- Sis

Işık ve karanlık, ilk devirde birbirinden ayrılır. Sonra tekrar karışır ve ücüncü devirde tekrar ayrılır. Mesih insanlardaki ışığı özgürleştirmek için gönderilr. Mükemmel Maniciler, cennetteki mertebeye erişmek istiyorlarsa, ASKETİK yaşamalıdırlar.

ALEM VE ADEM

Karanlıkların hükümdarı, Adem'e hayat verdi. Nur parçalarından bir kısmını ona hapsetti. Ademdeki bu parçacıklarını kurtarmak için, Müjdeci, Hayatın Anası , İnsan ı Kadim ve Yaşayan ruh ona bir kurtarcı gönderdiler. İşte bu urtarıcı Hz İsa dır. Adem i ölüm uykusundan uyandırıp, dişi Archon un gücünü ondan uzaklaştırdı. Adem, ölüm uykusundan uyandı, düşünceye daldı. Hayat ağacının meyvesinden yedi. Sesini yükseltip:

" Benim vücudumu yaratana yazık, ona ruhumu hapsedene, beni boyunduruğu altına alan asilere" dedi. Böylece yaratma hadisesi son buldu. Nur kendi kaynağına karanlık da kendi asli cevherine döndü. Her iki prensip de asli cevherine döndü. Burada da ahiret inancı açığa çıkar.

AHİRET İNANCI

İnsanlar öldüklerinde yanlarına melek ve şeytanlar gelir. Günahkarların ruhun şeytanlar, diğerlerininkini melekler alır. İyi insanın ruhu cennete, diğerleri cehenneme gider. Orada ebediyen kalırlar.

İnsanın şeytan tarafından yaratılması, Mani dininin temel teorisidir. Maniheist bir niteleme olarak, tüm Ortaçağ boyunca sapkın düalist kavimleri anlamlandırmak üzere kullanılmıştır.

İBADET ve PERHİZ
Namaz, oruç gibi ibadetler, çok önemlidir. Ağzın, elin ve yüreğin mührü ahlaki ilkelerdir. Et yemezler. Onlar şeytan tarafından yaratılmıştır ve kötüdürler. Bitkiler de aynıdır ama onlar da nur parçacıkları da vardır. Yemekleri, soğan, pırasa, yer mantarı kırmızı renkli meyvelerdir... Şarap yasaktır. BAl ve Üzüm şerbeti içilebilir. Varlık öldürülmelidir. İnsan içinde en fazla nur zerrecikleri taşıyan varlıktır. Bu nednle insan öldürmek günahtır. Silah taşımak ve hırsızlık yapmak da haramdır. Stok yasaktır, yıllık yiyeceklerden başka mallara sahip olmamalıydılar. Bekaret esastır. Yeni bedenlerin yaratılması, nurların yeni bedenler hapsolmasıdır ve kurtuluşu gerektirecektir.

Sınıflar
Üç sınıf vardır. Seçkinler, dinleyiciler, dine mensup olmayanlar...

Bekarlık seçkinler de zorunludur. Sadakalarla geçinirler. Dinleyiciler halktan kimselerdir. Evlenebilirler. Çok çocuk yapmama ve tek kadınla evlenme hakları vardır. Diğer sınıfla Mani dini ilgilenmez. Onlara yalnızca kurtuluşun yollarını anlatmaya çalışır.

İnançları Afrika, Avrupa ve Cin e kadar ulaşır. Bizans İMp aielesi içinde kendine yer bulur. Ermenistan da doğan Paulikan mezhebi görünümü altında geç dönemlere dek varlıklarını sürdürürler.

Şehristani nin Dualizm ile ilgili açılımı.. sf 108.. "Mani, Hristiyanlık ile Mecusilik arası bir din ihdas etmiştir. İsa nın Peygamberliğini kabul etmesine rağmen, Musa nın nebiliğini reddediyordu. Manı alemin iki ezeli temel unsurdan yapılmış bir şey olduğuna kaildi. Bu iki unsur yok olmamış ve olmayacak olan nur ve zulmettir ..."

Bir simge olarak HİLAL, Bogomillerde de kullanılır. KÖkeni MANİ dedir. Anlamı iyileri gökyüzünde karşılayan biçim olarak değerlendirilir.

Kaynaklar:

Tampliye Şövalyeleri, Ortadoğuda Dini İnanışlar ve Düşünceler, Turgut Derinkök. Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti Mart 2005, İstanbul.
Augustinus'ta Tanrı ve Yaratma, Doç. Dr. Zeki Özcan. Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd Şti, Mart 1999 İstanbul.
Felsefe Sözlüğü, A. Güçlü, E. Uzun, S. Uzun, Ü. H. Yolsal. Bilim ve Sanat Yayınları, İkinci Baskı: 2003 Ankara
Bogomilizm ve Bosna Kilisesi, Kadir Albayrak. Emre Yayınları, 2005 İstanbul.
Foucault Sarkacı, Umberto Eco. Can Yayınları Ltd Şti, 7. Basım 2003. Çeviren: Şadan Karadeniz.

Ortaçağda Felsefe, Betul Çotuksöken, Saffet Babür. Kabalcı Yayınevi, İkinci Baskı 1993 İstanbul.

0 yorum :: Mani Dini

Yorum Gönder