YALAN DÜNYA’DA GERÇEĞİN PEŞİNDEN GİTMEK

Orhan Gökdemir

George Granville Monah James şimdi adı unutulmuş bir mantık profesörü. Geride ancak meraklılarının arayıp bulabildiği bir kitap bırakmış; Çalınmış Miras. James’in kitapta söylediği şu; Bugün Yunan felsefesi diye bildiğimiz şey hemen hemen Büyük İskender’in Mısır’ı fethi ve ardından İskenderiye Kraliyet Kütüphanesi’nin talan edilmesinden sonra ortaya çıkmış bir külliyat. Yani Yunanlı filozofların yaptığı aslında bir tür çeviri faaliyeti. Bu kütüphanede buldukları kitapları akılları ve bilgileri yettiğince kendi dillerine çevirdiler ve özelleştirdiler. Bu tez, Yunan dehasının yarım yüzyıl gibi kısa bir zaman aralığında birdenbire nasıl parlayıp söndüğünü de açıklıyor aslında.

Güzel. Bir de hatırlatma. Bu seferde Büyük İskender’e eşlik eden Aristotales seferden sonra sayısız kitap “yazdı”. Platon’un ona “okuyucu” dediği söyleniyor. Okuyan elbette yazar da!

James’e göre, Aristotales’in askeri kitap seferinden önce Pisagor, Thales, Ksonofanes Parmenides, Zenon ve Melissus gibi birçok Yunan filozofu da Mısır’a eğitim amacı ile gitmişti. Ama Batılı kurguya bakarsanız Mısır’da kayda değer bir felsefe ve matematik yoktu. Yunan filozoflar orada ne öğrendiler acaba?

Sadece şunu hatırlatalım; Bu filozofların bir kısmı Mısır’da eğitimlerini tamamlayıp ülkelerine döndükten sonra ağır ithamlarla karşılaştı ve ağır cezalarla yargılandı. Çünkü bu filozoflar Mısır’dan gelirken beraberinde Yunanlıların alışık olmadığı inançlar ve tanrılar da getirmişlerdi.

Peki, bütün bunlar neye yol açtı? Demem o ki Yunanlılar bir felsefe geliştirince, insanlık, doğa ve evren üzerine o ana kadar sahip olmadığı daha somut bilgiler mi edindi?

Mısır kültüründe uzak yıldızlar önemli yer tutuyordu. Belli ki Güneş’in yanan bir küre olduğunu ve uzak yıldızların da birer güneş olduğunu biliyorlardı. Mısır’ın kadim tanrılarından Thoth’un marifetlerinden biri Güneş, ay ve yıldızların hareketlerini hesaplamak ve mevsimleri düzenlemekti. Tarihi Yunanlılarla başlatan uygarlığımızın bunu keşfetmesine daha binlerce yıl vardı.

James’in “Çalınmış Miras”ı bize alışık olduğumuzdan oldukça farklı bir fotoğraf gösteriyor. Haliyle ortalama bakışın da hayli dışında. Bu, bir yazarı bilmemek veya unutmaya terk etmek için yeter sebep.

Yakın zamanda yitirdiğimiz Martin Bernal de benzer bir direnişle karşılaşıyordu. Yani tarihimizin ve felsefemizin tek kaynağının Yunanistan olamayacağı fikrini duymaya hazır değiliz henüz.

Felsefeden giderek uzaklaştığımız ve “inanç”ın içine giderek daha fazla battığımız bugünlerde zındıklık ederek soralım: Bize dayatılmış tepetaklak alemlere bu kadar kolay alışmamız ve inanmamız nasıl mümkün olabiliyor?

Peki, uzaya binlerce uydu göndermiş ve 24 saat dünyayı izleyen bir uygarlığın ahfadı olarak, duvarlarımızı süsleyen haritaların çarpıtılmış projeksiyonlar olduğu söylense şaşırmaz mısınız? Böyle bir yazıya geçtiğimiz günlerde gazetesi gitmiş sitesi yadigar kalmış bir internet adresinde rastladım. Yazı dünya haritalarına kaynaklık eden Merkatör Projeksiyonu'nun çarpıklığına işaret ediyordu.

Yazının özeti şu: Merkatör Projeksiyonu, Merkatör'ün 1568'de yaptığı ve kendi adıyla anılan silindirik projeksiyon. Bu yöntemle yapılan haritalarda meridyen ve paraleller birbirini dik kesiyor. Konform bir projeksiyon olup, şekil bozulmaları minimumdur. Ancak ekvatordan uzaklaştıkça hızla artan alan bozulmaları söz konusudur.


[Merkatör Dünya Haritası]

Yani merkezinde bir ışık kaynağı bulunan küresel dünyanın, ekvatoruna teğet olarak geçirilen bir silindir vasıtasıyla harita elde edilmesini sağlayan bir projeksiyon bu. Haliyle Merkatör projeksiyonuna sahip olan haritalarda sadece ekvatora yakın olan bölgelerde doğru sonuçlar alınıyor. Kutuplara doğru gittikçe şekiller bozuluyor. Öyle küçük bozulmalardan da söz etmiyoruz. Örneğin 7.700.000 mil karelik bir sahaya sahip Güney Amerika ile 800.000 mil karelik Grönland adası aynı büyüklükte görünüyor. Afrika ile Grönland’ın büyüklükleri bu projeksiyona göre aynıdır, oysa Afrika Grönland’ın 14 katı büyüklüğünde bir kıtadır. (Grönland’ın yüzölçümü 2 milyon kilometrekareden biraz fazla. Afrika Kıtası’nın yüz ölçümü ise hemen hemen 30 milyon kilometrekare.) Antartika kıtası kıtalar arasında büyüklükte beşinci olmasına karşın bu haritayla birlikte birinciliğe zıplamakta, Grönland Afrika kadar olmakta, Kuzey Avrupa ülkeleri ekvatordaki ülkeleri toprak miktarları bakımından sollamaktadır.


[Merkatör Afrika Grönland]

Yani 500 yıldır kullandığımız bu projeksiyonla elde edilen haritalar gerçekte “yalan bir dünya”nın haritalarıdır.

Bu yalan 1973 yılında, Alman film yapımcısı ve tarihçi Peters’in itirazına kadar sorgusuz kabul edilmiştir. Peters, bu projeksiyonun yanlış olmaktan öte, ırkçı niyetlerle hazırlanmış olduğunu iddia etmiştir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinin, olduklarından çok daha büyük görünmelerinin gerçek nedeni budur.


[Peters Dünya Haritası]

Bugün kullandığımız pek çok haritanın merkezinde Avrupa’nın olması da böyle bir çarpık bakışın ürünüdür. Dünya küreseldir, kürenin ne merkezi vardır ne de altı üstü! Merkatör projeksiyonunun emperyalizmin bir simgesi haline geldiğini söyleyenler ortaya güçlü deliller sürüyor haliyle. Örneğin Büyük Britanya’nın “topraklarında Güneş batmayan imparatorluk” olduğu dönemlerde İngiliz üretimi Dünya haritaları başka alternatifleri olmasına karşın Merkatör izdüşümünden asla vazgeçmemişlerdi. Çünkü bu projeksiyon hem İngiltere’yi, hem de dominyonları olan Kanada ile Avustralya’yı olduğundan daha büyük gösteriyordu. Ekvatora yakın olan İngiliz sömürgeleri ihtiyaca uygun olarak daha küçüktü ve İngiltere de Dünya’nın tam merkezindeydi. Yani Merkatör haritaları İngiltere’nin sömürge politikalarının ve yaratmak istediği algının görsel coğrafi zeminini oluşturuyordu.

Demem o ki, herkes gibi iki göze sahip olmanız, gerçeği olduğu gibi göreceğiniz anlamına gelmiyor. İnsanın görme eylemi tanık olduğumuz en ideolojik iştir. Kuşkuyu sürekli dik tutmamız, bunun içinde sürekli öğrenip yeni sorular sormamız şart.

Öyle ya, bu kadar çarpık dünya neden çalınmış bir mirasla idare ediyor olmasın!


Gerçeğin peşinden gitmekten korkmayın, onun size yapabileceği tek şey sizi daha özgür kılmaktır….

0 yorum :: YALAN DÜNYA’DA GERÇEĞİN PEŞİNDEN GİTMEK

Yorum Gönder