Helenofil Marksizm

Orhan Gökdemir

Marx, ilerlemek için geriye bakıyordu. Geriye baktığında gördüğü şey büyük ölçüde 18. Yüzyıldı. Aydınlanmanın bu son demlerinde, ışığı sönmeye yüz tutmuş aydınlık, her halde hüzünlü görünüyordu. Hele, onun sosyal ihtilalinin bayraklarını yere düşürdüğü düşünülürse, böyle göründüğünden kuşku duymamak gerek. On sekizinci yüzyılın kavramları hüzünlüdür, heyecanını kaybetmiş her devrim biraz hüzündür.

Marx, baktığı yerde hüzün görüyorsa, işini yeni bir heyecan dalgası yaratmak olarak saptamış olmalıdır. Tarihe ve topluma bütünüyle yeni bir bakış atmadan 18. Yüzyılın ölü kabuğundan kurtulmak mümkün değildi; bunu da anlamış olmalıdır. Yeni bir bakış ve yeni bir heyecan; Marksizmi “doğru kavramak” belki de budur. Marksizm, yeni ve büyük bir heyecan yaratma teşebbüsüdür.

Teorisinde hiç hüzün olmaması, çekilen onca acıya rağmen bu yüzdendir. Bir insan türü bitmektedir ve arkasından hüzünle bakmak yerine bitişin nedenlerini anlamak daha önemlidir. Bu yüzden önce Ricardo’ya, sonra da kendisine karşı yöneltilen “insana karşı ekonomiyi öne çıkardığı” suçlamalarını ciddiye almaz. Evet, bütün dikkati tek tek insanlar yerine “üretici güçlerdeki gelişme” de toplamalıdır. Marksizm, kuru, keskin ve derindir. Hüznün panzehiri bunlardır. 19. yüzyılda, bitmekte olan hüzünlü çağa bakarak yeni bir heyecan yaratmak; Marksizm şimdi bizim için büyük ölçüde budur.

Peki, Aydınlanma ışığını yitirmiş ve sosyal ihtilali de yenilmişse nereye bakacaksınız? Yeni bir ihtilal için, yeni bir sınıf bulmaktan, o sınıfla bir büyük yürüyüşü planlamaktan başka yol yoktur. Benzetme yerindedir, umudunu yitirdiği zamanlarda, halkına arkasını dönüp, yeni ve devrimci inanışlarını sürdürmek üzere İbrani köleleri alıp Mısır’dan çıkan Tutmose gibi, Marx da kendi “köle ulus”unu bulmuştur. “Firavun”u lanetleyen saraylıdır. Mısırlı Musa Firavun’a, Yahudi Marx Yahudiliğe başkaldırmıştır. Başkaldıranlar, dayanacak yeni bir güç bulmaya mecburdur.

Marx bulmuş mudur? Kölelerin, yeni heyecanlar için uygun bir sınıf olduğu, herhalde Marx için bir sır değildi. İlerlemek için geriye bakıyoruz; geriye baktığımızda “Kendi İbrani peygamberlerinin peşinden giden Yeni Mısır’ın köleleri” düşüncesi yeni ve heyecan vericidir. Denklemde dinsellik her zaman var ve “dinsiz bir tarih”, ancak kendi geçmişinden ürkütülmüş Doğunun kuruntusudur.

Marksizmin dinden etkilenmediğini söylemek saçmadır; Hegelci dönemlerinin ana tartışma konusunu Hıristiyanlığın oluşturduğunu biliyoruz.




0 yorum :: Helenofil Marksizm

Yorum Gönder