Değerli dostlar,
ŞanlıUrfa yöre halkının belki asırlardır kulaktan kulağa
bilgilerle kutsallık atfettiği ama arkeolojik çevrelerin ancak merhum Klaus
Schmit sayesinde ilgi göstereceği ülkemizdeki bir tepenin, Göbeklitepe'nin
geçmişimizdeki bir büyük gizi taşıdığı hangi dünya vatandaşının aklına gelirdi?
Merhum Schmit ve ailesi, tıpkı Komagane Krallığı'nın Nemrud
dağındaki buluntularını ortaya çıkaran Amerikalı arkeolog "Dağın
Kraliçesi" lakaplı Theresa Goell gibi, tam 20 yıl süreyle bu gizemin arkeolojik kanıtlarını ortaya
çıkarmaya çabaladı, Klaus Schmit'in eşi Çiğdem Schmit, Prof. Dr. Klaus'un
vasiyetini tamamlamak üzere kaldıkları yerden devam ediyor. Ülkemize hayatının o
çok kıymetli misyonunu hediye etmiş Klaus Schmidt'i bu vesile ile saygıyla,
şükranla anıyoruz.
Geçtiğimiz ay Üsküdar Belediyesi'nin işbirliği ile gerçekleştirilen
Göbeklitepe Sunumuna dinleyici olarak hepimiz katıldık, ancak arkeolojik sunum
bir yana, konu asıl meseleye, yani bulguların anlamlarının ortaya konmasına
geldiğinde konuşmacı profillerinin alana son derece yabancı, bilimler arası tamamlayıcılık
prensibinden uzak bir kesimden meydana geldiğini görerek toplantıyı yarıda
kesmeye karar verdik. Sonraki kısımla ilgili yayınlanan materyallerden
kararımızın nasılda isabetli olduğunu anlamış durumdayız.
Göktuğ Halis, yıllardır yürüttüğü disiplinerarası
araştırmalar bağlamında bu konuyu özel olarak çalışmak istediğini belirterek bizlerden
bir odaklanma izni istedi, o iznin "ülkemizin ve dünyanın kültürel
tarihinin çıkarı" olduğunu söyledik kendisine, Göktuğ Halis, konuyla ilgili yaklaşık 10
yıllık zahmetli çalışmalarına 2,5 ayını daha ilave etti, sonuçta ortaya söyleyebileceklerimizin
özeti olan bir kitapçık hacmi çıktı...
Binlerce yıl öncesinden bize varlıkları, hissedişleri,
inançları, sanatsal, sembolik algılarını miras bırakmış uzak atalarımızın
anlatmak istediklerini günümüzün diline çevirme çabasına nacizane bir katkımız
bile olmuş olsa bundan sevinç duyarız...
Göbeklitepe çalışmamızın toplantısını Nisan sonu olarak
planlıyoruz, görüşlerimizin konuya ilgi duyan çevrelere ulaştırılması konusunda
da bazı adımlar atıyoruz, onlarca Üniversitenin ilgili bölümlerine davetiye
çıkarıyoruz, buyursunlar, suskunluk cehaletin, belirsizliğin ve gizemciliğin
kara kapısıdır, bilimsel temellere
dayanan eleştiri ise bizi hep memnun edecektir.
Her orijinal fikir, bu konuda her çaba bir sancılı doğumdur,
ancak doğum bir kez gerçekleştiğinde eser artık kainata aittir...
Değerli dostlarımızı aramızda görmekten kıvanç duyacağız.
Mustafa Çölkesen
0 yorum :: Dikine okurlarına bir davet
Yorum Gönder