Martin Bernal’in Kara Atena adlı eseri “Batı
bilimi” için yıkıcı bir etki yarattı. Önce bilim için “nesnellik”ten çok
ideolojinin önde olduğunu gösterdi. Sonra, Batının kurguladığı tarihin ne kadar
tek yanlı olduğunu ortaya çıkardı. Batı, tarihi “işine geldiği gibi”
yorumluyordu ve daha kötüsü kendi yorumunu “nesnel bir bilim” olarak ileri
sürüyordu. Bernal eseri boyunca, Batı’nın duygusal kırılmalarının büyüyen
dalgalar halinde Dünya tarihinin duvarlarını dövdüğünü, giderek onu
şekillendirdiğini ortaya çıkararak bir kibri yıktı ve bir kompleksi kırdı.
Fransız Devrimi-Masonluk-Mısır arasında var olduğu
kabul edilen ilişkinin, Batıdaki Hıristiyanlık-Romantizm-Irkçılık üçlüsünü
nasıl etkilediğini bilmeden kodlarını çözemeyeceğimiz bir tarih çıktı ortaya.
Fransız Devrimindeki “aşırılıkları” masonizme bağlayan, onun kaynaklarını da
Mısır’da bulan gericilik dönemi Mısır’ın bütün izlerini sildi ve boşluğu
Yunanistan ile doldurdu. Bu kırılma felsefeye, bilime, kültüre damgasını vurdu;
bütün bu alanlardaki köksüzlük işte bu politik kırılmanın tezahürüydü. Sonuç
itibariyle dinsel, yerel ve ırkçı bir kültür ile karşı karşıyayız artık.
Ve daha önemlisi, dünyanın geri kalanı bu sakat
kültürün bombardımanı altında bütün çıkış yollarını yitirmiş durumda. Dünya bir
büyük hesaplaşmaya hazırlanırken, kibre yönelik darbelerin, komplekste duygusal
tepkilere yol açması doğaldır. Afro-amerikalıları heyecanlandıran aceleci
siyasal çıkarımları anlıyoruz ama, asıl önemli olan, bütün bu karmaşanın
içinden bilimsel çıkarımlar yapabilmektir. Martin Bernal bu kapıyı
aralayanların başında gelen bir bilim insanı; dikkatle izlenmeyi ve ama elbette
aynı dikkatle eleştirilmeyi hak etmektedir. Dikine, Walter Cohen’in bu önemli
bilim insanıyla yaptığı bir söyleşinin ilk bölümünü çevirdi. Gerekli özeni
göstererek okumanızı diliyoruz.
0 yorum :: Martin Bernal ile Görüşme
Yorum Gönder